HAREKETTE BEREKET VARDIR

Created with Sketch.

Dünya büyük bir hızla Covid-19 salgınına çare araya dursun bir yandan da ülkeler virüs nedeniyle büyük hasara uğrayan ekonomilerini nasıl biran önce iyileştirebileceğini düşünüyor.

Ekonomilerde en önemli unsur üretim ve tüketimdeki hareketin devamlılığıdır. Hareket ne kadar yavaşlar ya da ne kadar hızlanır ise ekonomilerde o kadar küçülme ya da büyüme vardır. Bugünlerde ise ekonomilere baktığımızda salgın ile hareketliliğin aşırı yavaşladığını hatta durma noktasına geldiğini görüyoruz. Peki ne kadar küçülüyoruz dersiniz?

Salgın ile ekonomik küçülmeyi daha net tarif etmek istersek; Dünya Bankası tahminlerine bakarak durumu daha net görebiliriz. Bugün için dünya ticaret hacminin yaklaşık 90 trilyon Amerikan Doları olduğu bilinmektedir. Banka 2020 yılında ticaret hacminin %2 azalacağı yani 1,8 trilyon küçüleceğini tahmin ediyor. Başka bir ifade ile iki Türkiye büyüklüğünde ekonominin eriyeceğini bize gösteriyor. Tüm bu olumsuz gelişmelere rağmen salgın nedeniyle Dünya hala yokluk seviyesine gelmemiş durumda, ancak sürecin uzaması ile raflardaki ürünlerin yenilenememesi, tarım ve sanayi tarafında gerekli üretimlerin yapılamaması durumunda işte o zaman ekonomilerde çok daha ciddi sıkıntılar baş gösterecektir. Unutmamalıyız ki üretim dediğimiz süreç belirli bir zamana ihtiyaç duymaktadır.

Tüm bunları dikkate alarak ekonomilerin daha olumsuz duruma sürüklenmemesi adına ne tür önlemler alınmalı gelin şimdi onlara bakalım;

Toplum içerisindeki bireylerin zorlu yaşam olayları karşısında stres ve kaygı tepkileri göstermesi beklendik bir durumdur. Bugün tüm dünyada yaşanan salgın nedeniyle kişilerin kendileri, aileleri, arkadaşları, sevdikleri ve yakınları için endişe, kaygı, panik ve korku yaşaması oldukça olağandır. Olağandışı durumlarda kişilerin davranışlarındaki değişimler ile gündelik hayatlarında birçok kararı verirken psikolojik ve sosyolojik etki altında olduklarıdır. Finansal kararlarında klasik yaklaşım olan, sadece kendi çıkarlarını düşünen ve bu şekilde kararlar veren, insani diğer etkenleri sabit kabul eden homo economicus olmadıkları ve ekonomik birçok faktörden etkilendikleri ortadadır. Bu durum da salgın döneminde ekonomi üzerinde son derece değişkenlikler doğurmaktadır. Bu bağlamda önlemlerin en başında psikolojik algının kaygı durumuna dönüşmemesi için toplumların temel ihtiyaçları devletler tarafından halka sağlanması elzemdir. Temel ihtiyaçların karşılanmasına paralel olarak salgın ile gelinen ekonomik konjonktür de üretim ve tüketim zincirinin kırılmaması için devletlerin hızlı ve güçlü finansal önlemleri devreye almaları gerekmektedir. Bununda en hızlı yolu halka ve şirketlere hızla parasal kaynağı ulaştırmak ve ekonominin üretim ve tüketim taraflı devamlılığının sağlanmasıdır. Üretimin sekteye uğraması ve hizmet akışının durması para döngüsünün de kırılması anlamına gelir ki asla bu duruma izin verilmemelidir.

Tüm doğal felaketlerde ve covid-19 benzeri salgın hastalıklarda olduğu gibi bu kez de felaketin gerektirdiği insan gücü ve ekipman dışında yine en çok ihtiyaç duyulacak varlık, para olacak. Bu dönemde finansal tarafta en hızlı kullanılması gereken enstrüman olarak kısa vadede genişleyici para politikasının (para basarak) kullanımı gelmektedir. Parasal genişlemenin olmazsa olmazı olan planlı bir program dahlinde para basarak ilerlemeli ve olağandışı dönem atlatılmalıdır. Bunun yanında eş zamanlı olarak maliye politikaları ile parasal tarafı destekleyici önlemlerin alınması gerekir. Her ne kadar olağandışı dönemlerde para basmak gerekli ise de aynı şekilde gelecek dönem için riskleri barındırdığı unutulmamalıdır. Parasal genişlemenin doğru planlanması gelecekteki ekonomik durum için hayati öneme sahiptir. Aksi halde devletler ne kadar para basarsa bassın o paralar bir işe yaramayacaktır. Günün sonunda para yenilebilen, üzerimize giyilebilen bir varlık değildir.